Yenidoğan Çetesi Duruşmasında Dijital Veriler Öne Çıktı: Suçluların İzi Teknolojide
13 Kasım, 2024
"Yenidoğan Çetesi" davası, 2024 yılı başlarında Türkiye'de büyük bir ses getirdi. Bir grup suç örgütünün, yasa dışı yollarla yeni doğan bebekleri kaçırarak satmaları ve bebeklerin kimliklerini değiştirerek sahte belgelerle satılmaları olayına odaklanan bu dava, toplumda büyük bir infial yarattı. Bu davanın ilk duruşması, Türkiye'nin adalet sistemi ve suçla mücadelede ne gibi zorluklarla karşılaşıldığına dair önemli bir dönüm noktası oldu. İlk duruşma, İstanbul'daki Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Salonda, davanın sanıkları, mağdurları, avukatlar ve çok sayıda gazeteci yer aldı. Duruşmaya büyük bir ilgi gösterildi, çünkü bu dava, sadece bebek kaçırma olayıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Türkiye’deki sağlık sistemindeki zaaflar, çocuk hakları, yasal boşluklar ve çocuk ticaretinin boyutlarıyla ilgili pek çok önemli soruyu gündeme getirdi. Mahkemeye sanık olarak, çeteye liderlik eden, yasa dışı bebek ticareti yapan bir grup kişi katıldı. Çeteyi yönetenlerin büyük bir kısmı, sahte kimlik belgeleri düzenleyerek bebekleri yurt dışına satmayı planlıyorlardı. Sanıklar arasında, bebekleri çalan hastane çalışanları, bürokratik sistemdeki bazı sahtekarlar, organizasyonun üst düzey yöneticileri ve bebekleri kaçıran kişilerin yanı sıra, bu olaylardan faydalanan aileler de bulunuyordu. Davada, örgütün yöntemleri ve suçlarının nasıl işlendiği tek tek ortaya kondu. İlk duruşmada, mahkeme başkanı davanın kapsamını ve karmaşıklığını belirterek, davanın uzun süreceğini ve pek çok aşamadan geçeceğini belirtti. Çeteye üye olduğu iddia edilen 15 sanığın tamamı, suçlamaları reddetti. Bazı sanıklar, kendilerinin sadece masum kişiler olduklarını, birçoğunun suçlardan haberdar olmadığını savundu. Ancak tanık ifadeleri, sanıkların savunmalarını çürütmekte oldukça etkili oldu. Tanıklar, çocuklarını kaybetmiş olan ailelerdi. Birçoğu, çocuklarının doğumlarını hatırladıklarını fakat kısa bir süre sonra bebeklerinin kaybolduğunu ve hastane yetkililerinin durumu gizlemeye çalıştığını belirttiler. Aileler, bebeklerinin kaybolduğuna dair başvurularının hep geçiştirildiğini ve hukuki süreçlerde de ciddi eksikliklerin bulunduğunu dile getirdiler. Mağdur ailelerin ifadeleri, davanın duygusal ve moral açıdan zorlayıcı bir boyuta gelmesine neden oldu. Duruşmanın en önemli anlarından biri, duruşma sırasında yapılan teknik incelemelere dair yapılan açıklamalardı. Adli tıp uzmanları ve bilişim teknolojileri uzmanları, örgütün nasıl sahte bebek kimlikleri düzenlediğini ve bu kimliklerin nasıl gerçek gibi gösterildiğini anlatan raporlar sundular. Ayrıca, soruşturma sırasında elde edilen dijital veriler de sanıkların suçlarını ortaya koyan güçlü deliller sağladı. İlk duruşma, mahkeme tarafından daha fazla delil toplanması gerektiği için ertelendi. Çetenin faaliyetlerine dair yeni tanıkların dinlenmesi ve örgütün diğer üyelerinin yakalanması adına soruşturmanın devam edeceği belirtildi. Mahkeme, aynı zamanda davanın diğer yönlerini incelemek üzere ilgili kamu kurumlarına daha fazla bilgi talebinde bulundu. Duruşma, toplumun bu tür suçlara karşı daha duyarlı hale gelmesini sağladı ve kamuoyunun adaletin yerini bulması için gösterdiği sabır ve kararlılıkla, büyük bir sosyal sorumluluk örneği sergilendi.